471: Küfür Abdest Bozarmı?
-A A+A

471: Küfür Abdest Bozarmı?

SORU

Selamun aleykum ve rahmetullahi berekatuhu değerli hocam, yanlışlıkla küfür abdesti bozar mı? Ve abdest hangi durumlarda bozulur?

CEVAP

Ve aleykumusselam ve rahmetullahi ve beraketuhu. Hamd Allah’a mahsustur.

Muhterem kardeşim küfür kendisi abdestin nakızlarından değildir. Ancak küfür sebebiyle riddet vaki olursa ulema arasında ihtilaf düşmüştür. Bazıları riddet abdesti bozar derken, bazıları bozmaz demişleridir. Bazıları da bu bahiste bir fayda görmemişlerdir ve bu meseleyi konu etmemişlerdir.

Racih olan riddetin abdestin nakızlarından olmamasıdır. Zira bunu ispat edecek hiçbir şeri delil yoktur. İbni Hazm (rahimehullah) şöyle der: “Ne Kur’an’da ne sahih veya sakim Sünnet’te, ne icma’da ve ne de kıyas’ta riddetin abdesti bozan hades olduğu gelmiştir. Bize muhalif olanlar riddetin cenabetten guslü veya hayzdan guslü bozmadığı konusunda bizimle aynı görüşteler. Şu halde riddetin abdesti bozduğunu nerden getirdiler?”[1]

Ancak kişi riddetinden tövbe edip tekrar İslam’a girerse üzerine gusül abdesti vacip olur mu olmaz mı? Bu ihtilaflıdır.

Bu mevzuda doğruya en yakın olan görüş riddetten sonra tövbe edenin üzerine gusül abdesti vacip olmasıdır. Allah’u A’lem. Çünkü birçok hadiste Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem)’den İslam’a giren kâfir için gusül emri gelmiştir. Bu İmam Malik, İmam Ahmed, Ebu Sevr, ibni Hazm (rahimehumullah)’ın ve başkaların görüşüdür.

Bir: İmam en-Nesei, İmam et-Tirmizi ve İmam Ahmed (rahimehumullah)’ın Kays bin Âsım (radıyallahu anhu)’dan ihraç ettikleri hadiste şöyle gelmiştir:

أَنَّهُ أَسْلَمَ فَأَمَرَهُ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنْ يَغْتَسِلَ بِمَاءٍ وَسِدْرٍ

“Kays bin Âsım Müslüman olduğunda Nebi (sallallahu aleyhi vesellem) ona su ve sidir ile gusül almasını emretti.”

İmam et-Tirmizi (rahimehullah) hadisi ihraç ettikten sonra “İlim ehlinin ameli bu hadise göredir” der.

İki: İmam et-Taberani (rahimehullah)’ın Katade er-Ruhavi (radıyallahu anhu)’dan ihraç ettiği hadiste şöyle demiştir:

أَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، فَأَسْلَمْتُ، فَقَالَ لِي:"يَا قَتَادَةُ، اغْتَسَلْ بِمَاءٍ وَسِدْرٍ، وَاحْلِقْ عَنْكَ شَعَرَ الْكُفْرِ

“Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem)’in aynına geldim ve Müslüman oldum. Bana “Ey Katade! Su ve sidir ile gusül al ve küfür saçlarını tıraş et!” buyurdu.”

Üç: İmam et-Taberani (rahimehullah)’ın Vasile bin e’l-Eska’ (radıyallahu anhu)’dan ihraç ettiği hadiste şöyle demiştir:

لَمَّا أَسْلَمْتُ أَتَيْتُ النَّبِيَّ صلى الله عليه وسلم ، فَقَالَ لِي : اغْتَسِلْ بِمَاءٍ وَسِدْرٍ وَاحْلِقْ عَنْكَ شَعَرَ الْكُفْرِ

“Ben müslüman olduğumda Nebi (sallallahu aleyhi vesellem)’in yanına geldim ve “Su ve sidir ile gusül al ve küfür saçlarını tıraş et!” buyurdu.”

Dört: İbnu Dakiki’l-Iyd (rahimehullah) ibni Ömer ve Ebu’l-Bera (radıyallahu anhum)’dan muallaken rivayet ettiği hadiste ibni Ömer ve Ebu’l-Bera (radıyallahu anhum) şöyle demişler:

أنَّ النَّبِيَّ أمَرَ رَجُلا أسْلَمَ أن يَغْتَسِلَ

“Nebi (sallallahu aleyhi vesellem) Müslüman olan bir kişiye gusül almasını emretti.”

Beş: İmam et-Taberi (rahimehullah)’ın kendi senediyle “Tarih”inde ihraç ettiği hadiste Useyd bin Hudayr (radıyallahu anhu) Müslüman olmak istediğinde Musab bin Umeyr ve Es’ad bin Zurare (radıyallahu anhuma)’ya şöyle sormuştur:

كَيفَ تَصنَعونَ إذا أرَدْتُم أن تَدخُلوا في هذا الدين قالا له تَغْتَسِل فتُطَهِّر ثوبَيْك ثم تَشْهَد شهادةَ الحق ثم تُصلِّي ركعتَين

قال فقام فاغْتَسَل وطهَّر ثَوْبَيْه وشهِد شهادةَ الحق ثم قام فرَكَعَ ركعتَيْن

“Bu dine girmek istediğinde ne yaparsın? Dediler ki: “Gusül alırsın, elbiselerini temizlersin sonra şehadet getirip iki rekât namaz kılarsın.” O da kalktı gusül aldı, elbiselerini temizledi, şehadet getirdi ve iki rekât namaz kıldı.”

Sonra abdestin nakızlarına gelince, ittifaken nakız olan şunlardır:

Bir: Kubül’den (ön yoldan) veya dübür’den (arka yoldan) çıkanlar. Yani idrarın, dışkının, meninin, mezinin ve vedinin çıkması ve yellenmek. Bunlar ittifaken abdesti bozar. Ama kadının fercinden gelen akıntı veya yaşlık veya kubüle veya dübüre dışarıdan sokulmuş sonra çıkarılmış olan veya kubülden veya dübürden olağanüstü ve nadir olarak çıkanlar muhtar görüşe göre abdest bozmaz. İmam Malik (rahimehullah)’ın görüşü budur. Bir nakle göre İmam Ahmed (rahimehullah)’ın görüşü de buna yakındır.

İki: Şuur kaybı. Aklını yitirmek, bayılmak veya sarhoş olmak gibi hallerde icmaen abdest bozulur.

Hakkında ihtilaf edilmiş ama nakız olduğu muhtar olanlar şunlardır:

Bir: Derin ve uzanılmış, kalçaları yere bitişik olmayan bir vaziyette uyumak.

İki: Çıplak el ile zekere veya ferce dokunmak.

Üç: Deve eti yemek.

Muhtelif mezheplere mensup olan ulema bunlardan başka ihtilaf ettikleri başka nakızlar da zikrederler. Ama muhtar olan yukarıda zikri geçenlerin haricinde abdesti bozan nakızların olmamasıdır. Allahu A’lem.


1 - El-Muhalla 1/262. Daru’l-Fikr baskısı

3 Mar, 2020 Tarık Ebu Abdullah
Etiketler: Küfür, İbadet, Abdest, İtaat